22 Aralık 2010 Çarşamba

10(ON) CESUR TV KANALI ARANIYOR!

Post image for 10 (ON) CESUR TV KANALI ARANIYOR!

Basına ve Kamuoyuna,

RTÜK (Radyo Televizyon Üst Kurulu), Atv’nin ‘Kılıç Günü’ dizisindeki gey karakteri canlandıran Onur Ayçelik ‘in Habertürk’te yayınlanan bir programa çıkması ve dolayısıyla programda ‘eşcinselliğin’ tartışılmasından dolayı Habertürk’e 250-500 bin lira arasında para cezası kesti.

Peki ne olmuştu?

Osman Sınav’ın Atv’de yayınlanan Kılıç Günü adlı dizide eşcinsel karakterlerin olmasından ötürü RTÜK Atv’yi uyarmıştı. Hâlbuki dizide “eşcinsel yatak sahnesi” diye adlandırılan sahnede, iki erkeği aynı yatakta göstererek, iki karakter arasındaki duygusal ilişkiyi ima etmesinden başka herhangi bir ‘yatak’ sahnesi de yoktu. Söz konusu sahne ‘alışıla gelmiş’ heteroseksüel(kadın-erkek) sahnelerin ötesinde olmayıp, yakınından bile geçilecek bir sahne dahi değildi. RTÜK’ün bu uyarısı karşısında LGBT (Lezbiyen-Gey-Biseksüel-Trans) dernekleri de, eşcinsel karakterlerin olduğu bir dizinin sırf bu yüzden uyarılmasına karşı tepkilerini dile getirmişti. LGBT dernekleri yaptığı basın açıklamasında bu tür olayların toplum tarafından hali hazırda ayrımcılığa maruz kalan LGBT bireylere uygulanan ayrımcılığı ve şiddeti daha da derinleştireceğine dikkat çekmişti. Bunun üzerine bazı TV kanalları, konunun tartışılması için çeşitli programlar yapmıştı.

Aynı günler içerisinde tartışılan sahnede yer alan sanatçı Onur Ayçelik Habertürk’de yayınlanan ”Ankara Raporu” programına çıkmıştı. RTÜK bu program nedeniyle kanala ceza kestiğini bu hafta duyurdu.

Yani, eşcinselliğin bir TV kanalında konuşulması dahi ceza getirdi.

Cezanın milli manevi değerlerden verilmesi gerektiğini savunan RTÜK Başkanı Davut Dursun, yazdığı muhalefet şerhinde “Programda geçen diyaloglarda, homoseksüelliğin normal kabul edilmesi gerektiği, bunun bir süreç olduğu, dizi sahnelerinde de homoseksüelliğin toplum nazarında normal görülmesine destek olabileceği vurgusu yapılmıştır. Yayında bu tür ilişkiler, meşrulaştırılıp, normal gösterilmeye çalışılmıştır. Türk aile yapısına zarar verici nitelikte olduğu değerlendirilmektedir. Toplumun milli ve manevi değerlerine ve Türk aile yapısına aykırılık oluşmuştur” diye belirtmiş.

PEKİ BİZLER NE DİYORUZ?

* Söz konusu dizide, eşcinsel karakterle ilgili bölümde, heteroseksüel(kadın-erkek) ilişkilerin dizelerdeki sahnelerinin değil ötesine geçmek yakınından bile geçecek bir sahne bulunmamaktadır. Heteroseksüel ilişkilerle bir kıyastan, RTÜK eşcinselliğin ima edilmesinden dahi rahatsız olmuş, yine ‘genel ahlak’ kılıfıyla yapılan açıklama ile kendini haklı kılma uğraşına girmiştir.

* Dizinin sahnelendiği şekliyle, RTÜK’ün eşcinsel karakterlerden dolayı TV kanalını uyarmasıyla LGBT bireylerin varlığı yok sayılmıştır. Bu cezanın toplumdaki yansıması LGBT bireylerin uğradığı ayrımcılığın artması olacaktır. Fakat RTÜK bununla da yetinmemiştir.

* RTÜK Başkanı Dursun’un açıklaması, bilimsel gerçeklikten tamamen uzak ve hurafelerle doludur. Çünkü, Türkiye ve tüm dünya tarafından kullanılan, Amerikan Psikologlar Birliği(APA), Dünya Sağlık Örgütü(WHO) tarafından yayınlanan hastalık sınıflandırılması kitap, katalog ve yayınlarında, Eşcinsellik ‘özelikle’ hastalık değildir diye belirtilmiştir. Türkiye’de de Türk Tabipler Birliği(TTB) Eşcinselliğin hastalık olmadığına dair açıklamalar yapmıştır.

* Eşcinselliğin tartışılmasına dahi ceza veren RTÜK ve eşcinselliğin ‘normal’ olarak algılanması ihtimalinden dahi rahatsızlık duyan RTÜK Başkanı, LGBT bireyleri hasta ilan ederek LGBT bireylere yapılan ayrımcılığın bizzat suç ortağıdır.

RTÜK bu ceza ile ne yapmaya çalışmaktadır?

RTÜK verdiği bu ceza ile TV kanallarının önümüzdeki dönemde eşcinsellikle ilgi herhangi bir tartışma programı dahi yapmalarının önüne geçmeye çalışmıştır.

ON(10) CESUR TV KANALI ARANIYOR!

Bu ülkenin vatandaşı olan bizler, RTÜK Başkan’ın yaptığı bu açıklamadan sonra 10(on) cesur TV kanalı arıyoruz. RTÜK Başkanını özür dilemeye çağırıyoruz. Tüm TV kanallarını RTÜK’ün bu çağdaşı akıl biçimini protesto etmeye, ayrımcılığa ve nefret söylemine karşı tepki göstermeye davet ediyoruz. Eşcinselliği ‘tartışmak’, heteroseksüellik kadar ‘normal’ ve sıradan olduğunu açıklamak, bilimsel gerçekliklerden uzak bu ilkel açıklamalara cevap vermek için, ON CESUR TV KANALI ARIYORUZ! 100 DEĞİL, SADECE 10!

Saygılarımızla

Lambdaistanbul LGBTT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transseksüel) Dayanışma Derneği

Bizler de Cukurova Escinsel Inisiyatifi olarak Lambdaistanbul Dernegi'nin yaptigi bu aciklama ile ayni fikirde oldugumuzu beyan ederiz.

CUKUROVA ESCINSEL INISIYATIFI

17 Aralık 2010 Cuma

ABD Adana Başkonsolosu Daria Darnell’den İnisiyatifimize Anlamlı Ziyaret


ABD Başkonsolosu Daria Darnell ve Konsolosluk Kültür ve Eğitim Koordinatörü Çiğdem Müderris Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi'ni ziyaret etmek istediklerini bildirmişler ve bu sebeple STGM Adana Yerel Destek Merkezinde kendileriyle biraraya gelinmiştir. Görüşme oldukça sıcak ve eğlenceli bir sohbet havasında geçmiş olup, İnisiyatifimizin kuruluş süreci ile LGBTT Bireylerin yaşadıkları problemler dile getirilmiştir. Başkonsolos bu konuda çok hassas davranmış, yaşadığımız tüm problemleri tek tek dinleyerek notlar almıştır.
Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi olarak Ulusal Ajansa hazırlamakta olduğumuz proje hakkında bilgilendirilen Başkonsolos; projenin bir an önce hayata geçirilmesini umduğunu ve Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi'nin bundan sonraki çalışmalarında da her zaman desteğe hazır olduklarını bildirmiştir.
İnisiyatifimizle bizzat ilgilene
n Sayın Başkonsolos Daria Darnell ve Konsolosluk Kültür ve Eğitim Koordinatörü Sayın Çiğdem Müderris Hanımefendiye ilgileri ve ziyaretleri için çok teşekkür ediyoruz.
Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi

8 Aralık 2010 Çarşamba

PROJE HAZIRLAMA EĞİTİMİ


Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi olarak yapmayı planladığımız '' Avrupa Birliği Projesi '' için

Proje nasıl yazılır,

Proje yazımında dikkat etmemiz gerekenler,

Projeyi daha etkili nasıl kılabiliriz,

Proje bize ve inisiyatifimize ne gibi faydalar sağlayabilir

gibi birçok konuda bilgi edinmez üzere 6 ARALIK, Pazartesi günü saat: 15.00 da Adana STGM Yerel Destek Merkezinde bir eğitim toplantısı düzenlenecektir. İlgilenen herkesin katılımlarını bekliyoruz.


Tarih: 06 Aralık Pazartesi

Saat: 15.00

Yer: STGM Adana YDM

22 Kasım 2010 Pazartesi

Çukurova Bölgesinde LGBTT Bireylerin Farkındalığını Yaratmak...


Sevgili arkadaşlar,
Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi üretmeye devam ediyor ve kuruluşunun birinci yılında ''

Çukurova Bölgesinde LGBTT Bireylerin Farkındalığını Yaratmak'' başlığı ile AB destekli bir proje yapmak için kolları sıvadık. Fakat bu proje için değişik fikirlere, farklı seslere, çok sesliliğe ihtiyacımız var. Bunun için hepinizin fikirlerini duymak için 24 Kasım Çarşamba günü saat 18.30 da STGM Adana Yerel Merkezinde Proje için fikir paylaşımı toplantısı düzenliyoruz. Bu toplantıya herkes davetlidir. Gelemeyecek arkadaşlarımızın fikirlerine de ihtiyacımız olduğundan onların da fikirlerini, düşüncelerini cukurovaei@hotmail.com adresine mail yoluyla göndermelerini bekliyoruz.


Konu: Proje için fikir paylaşımı
Yer: STGM Adana Yerel Merkezi
Tarih: 24 Kasım Çarşamba
Saat: 18.30

5 Kasım 2010 Cuma

Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi 6. Film gösterimi etkinliği..


6. Eşcinsellik Temalı film gösterimi etkinliğimiz 04.11.2010 perşembe günü Ferzan Özpetek'in Serseri Mayınlar isimli filmiyle devam ediyor.
Saat 18:00'de toplanıp Saat 18:30'dan itibaren salondaki yerlerimizi alıyoruz.

Tüm arkadaşları bu güzel etkinliğimize katılmaya davet ediyoruz...

6 Ekim 2010 Çarşamba

TEKNİK EKİBİN FES EDİLMESİ HAKKINDA! ÇUKUROVA EŞCİNSEL İNİSİYATİFİNDEN DUYURULUR:

Teknik ekibin feshedilmesi hakkında teknik ekip üyelerinden Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi üyelerine duyurulur:
21 Ağustos 2010 tarihinde Adana ilinde gerçekleştirdiğimiz Örgütlenme Eğitimi ve Deneyim Paylaşımı Etkinliği ile aynı etkinliğin eğlence gecesi, Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi’ni Çukurova bölgesinde varlığı kabul edilir ve önemsenir bir duruma getirdi.

Bu durumun bazı avantajları ve dezavantajları oldu. Bu avantajları değerlendirebilecek ve aynı zamanda etkinlikleri de gerçekleştiren teknik ekip bireylerinin, ortaya çıkan dezavantajlar ve geleceklerine yönelik almak zorunda oldukları bireysel kararlar da göz önünde bulundurulduğunda görevlerini devam ettiremeyecekleri anlaşıldı.

Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi’yle Çukurova Bölgesinde kırılmaya başlayan homofobiye ve daha çok soluk aldığımız mekanların oluşumuna katkı sağlayan teknik ekip üyeleri başta ben olmak üzere, Utku, Sami, Burçin ve Cemal, yukarıda açıkladığımız gerekçeler nedeniyle teknik ekip üyeliğinden ve dolayısıyla Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi’nden ayrılma kararı aldık. Bu nedenle Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi teknik ekibi kendisini fes etmiştir.

Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi’nin varlığı devam etmekte olup, bundan sonra her türlü iletişimin, face sayfamızda yönetici olan Tavlaboy rumuzlu Hakan arkadaşımızla gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Bundan sonra Hakan arkadaşımızla çalışmak isteyen ve Çukurova Eşcinsel İnisiyatifinin yeni teknik ekibinde yer almak isteyen arkadaşların, face üzerinden veya cukurovaei@hotmail.com adlı adresten kendisiyle iletişime geçmeleri gerekmektedir.

Bundan sonra Çukurova Eşcinsel İnisiyatifine ve emeği geçecek tüm arkadaşlara başarılar ve kolaylıklar diliyoruz. Sevgiyle kalın.

Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi Teknik Üyeleri Derya Gölge, Utku, Sami, Cemal ve Burçin.

4 Ekim 2010 Pazartesi

LGBTT Örgütlerinden Ortak Açıklama: Sınav Özür Dilemelidir!


Basına ve Kamuoyuna;

20 Eylül 2010 Pazartesi günü, Kılıç Günü adlı televizyon dizisinin yapımcısı Osman Sınav, HTMagazin’den Mustafa Büyüksipahi’ye Kılıç Günü dizisindeki iki erkeğin yarı çıplak aynı yatakta bulunduğu sahne ile ilgili verdiği demeçte, “Bu sahneleri provoke amaçlı kullanmadık. Böyle bir amacımız olsaydı daha önceden görselleri basına verirdik. Hikâyemizde Firavun’un sarayından bahsediyoruz. Firavun’un sarayında böyle şeyler vardır. Bunlar gerçektir. Karakter tanımlaması yapıyoruz. İyiliği, bütün güzelliğiyle gösterebilmek için karanlığı da bütün çıplaklığıyla göstermek lazım. Yoksa ‘iyi’ hissedilemez. Sığ kalır. Biz kimsenin cesaret edemediği şeyleri göstermeye çalışıyoruz. Ahlâksızlık propagandası yapmıyor, aksine o tip insanların profilini sergiliyoruz. Bu kişiler ve ahlâksızlıklarını gösterebilmek için ahlak sınırları dışına çıkmadan bir şeyler yapmak zorundayız,” beyanında bulunmuştur.

Türkiye toplumunun belli bir kesimini oluşturan eşcinseller, “genel ahlak” kodları üzerinden işleyen heteroseksist toplumsal düzen tarafından sistematik bir şekilde dışlanırken, nefret cinayetleri sonucu öldürülürlerken, istihdam ve eğitim alanlarında ayrımcılık ile karşılaşırken, Osman Sınav gibi bir ismin eşcinseller aleyhinde “ahlaksız” ve “karanlık” tanımlaması yapması en basit ifadeyle, toplumun diğer kesimlerini eşcinseller aleyhine kışkırtmakta ve düşmanlık yönünde tahrik etmektedir.

Sokak ortasında cinsel yönelimleri sebebiyle nefret suçlarına maruz kalan eşcinsellere yönelik bu sözler, basit bir fikir beyanı olarak kabul edilemez. Osman Sınav, nefret söylemi üretmiştir ve homofobisini açıkça sergilemiştir. Halihazırda homofobik ayrımcılık ve şiddet pratiklerinin yaygın şekilde eşcinselleri hedef aldığı bir toplumsal düzen içerisinde Osman Sınav’ın bu sözlerinin, bundan sonra eşcinsellere yönelik gerçekleşecek nefreti körükleyeceği açıktır.

Türkiye’deki Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transeksüel Dernekleri ve Oluşumları olarak aşağıda imzası bulunan bizler, Osman Sınav’ı, Türkiye toplumunun belli bir sosyal kesimini oluşturan eşcinsellere yönelik bu sözleri sebebiyle acilen özür dilemeye çağırıyoruz.

Basına ve Kamuoyuna Saygıyla Duyurulur.

Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi
Hevjîn Diyarbakır LGBTT Oluşumu
İstanbul LGBTT Sivil Toplum Girişimi
Kadın Kapısı
Kaos GL Derneği
Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği
MorEL Eskişehir LGBTT Oluşumu
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği
Siyah Pembe Üçgen İzmir LGBTT Derneği

20 Eylül 2010 Pazartesi

Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi 5. Film gösterimi etkinliği..


FİLMİN ADI: Kavşak(clapham junction)

KONU: Bir grup eşcinselin 36 saatlik bir zaman dilimi içinde londra nın bir semtinde kesişen hayatları...

YÖNETMEN: adrian shergold

SÜRE: 94 dk.

DİLİ: İNGİLİZCE/TÜRKÇE ALTYAZI

‎5. Eşcinsellik Temalı film gösterimi etkinliğimiz için; önümüzdeki hafta 22/09/2010 tarihi Çarşamba günü

1-Saat 18:00'da toplanıp 19:00'a kadar yeni sezon ÇEİ'den beklentilerinizi anlatabileceğiniz bir toplantı yapıyor ve hemen ardından

2-Saat 19:00'dan itibaren de Kavşak (clapham junction) isimli filmimizi izlemek iç...in salondaki yerlerimizi alıyoruz.

3-Ayrıca afiş hazırlaması için evlerinizden getireceğiniz kullanılmayan ve eski tişört-kumaş-pantolonları teslim ediyorsunuz. Tüm arkadaşları bu güzel etkinliğimize katılmaya davet ediyoruz...

ÇOK ÖNEMLİ NOT:FİLM GÖSTERİMİ SAAT TAM 19:00'DA BAŞLAYACAK OLUP ETKİNLİĞİN VERİMLİ GEÇMESİ VE BÖLÜNME YAŞANMAMASI İÇİN BU SAATTEN SONRA STGM'YE GELEN ARKADAŞLAR ETKİNLİĞE ALINMAYACAKLARDIR. TÜM ARKADAŞLARIN GEREKLİ HASSASİYETİ GÖSTERMELERİNİ RİCA EDERİZ.

6 Eylül 2010 Pazartesi

Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi 4. Film gösterimi etkinliği..


OYS DON'T CRY-ERKEKLER AĞLAMAZ

Tür : Suç, Romantik, Dram
Yapım : 1999 - ABD
Yönetmen : Kimberly Peirce
Senaryo : Andy Bienen, Kimberly Peirce
Müzik : Nathan Larson
Oyuncular:
Hilary Swank , Chloë Sevigny , Peter Sarsgaard , Alison Folland

DİL: İngilizce-TÜRKÇE ALTYAZI
Konu:
Nebraska'nın Falls şehri, Brandon Teena (Hilary Swank) adındaki delikanlıyla ilgili dedikodularla çalkalanıyordu, tüm kadınların olduğu gibi tüm kasabalının da dikkatini ve ilgisini çekmişti. Karizmatik kişiliği ve masum yüzünün arkasında kocaman bir sır gizliyordu. O herkesin olduğunu zannettiği kişi değildi.
Her genç insan gibi hatalar yapıyordu ve bu hatalarını da çok pahalıya ödemek zorundaydı. Yeni sevgilisi Lana ve gözü pek arkadaşı John arasındaki sınırları yanlışlıkla aşınca sır, bir vahşetle ortaya çıktı.
Brandon Teena; hararetli bir aşık, toplumdan dışlanmış kimsesiz bir hayalperest, cesur bir hırsız ve haksızlığa uğramış trajik bir suçluydu.
Bu filmdeki rolü Hilary Swank'a bir Oscar ödülü kazandırdı, ancak Chloe Sevigny aday olduğu "En İyi Yardımcı Aktrist" dalında ödül alamadı.


AÇIKLAMA: Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi 4. film gösterimi etkinliğiyle varlığını sürdürmeye devam ediyor. Bu hafta 06/09/2010 tarihi Pazartesi günü saat 18:30'da Adana STGM'de toplanıyoruz.. Tüm arkadaşları bu güzel etkinliğimize katılmaya davet ediyoruz..ve heyecanla bekliyoruz...

2 Eylül 2010 Perşembe

Yeni Sezon Dilekleri...


Yepyeni bir sezon başlıyor. Herkes tatilden döndü ya da dönmek üzere. Yeni sezonda da enerjimizi kaybetmeden yepyeni muhteşem projeler üretmek, her geçen gün genişleyen Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi ailesine yeni üyeler katmak ve en önemlisi hak ve özgürlüklerimizi aramanın yanı sıra zor durumda olan eşcinsel arkadaşlara yardım etmek için kolları bu sezon da sıvamalıyız. Kendimizi geliştirerek, eğiterek ve bir arada oluşumuzdan aldığımız güç, kuvvet ve güvenle daha azimli çalışmamız gerekiyor. Başta Adana'nın, Türkiye'nin hatta bu heteroseksist dünyanın, düzenini değiştirmek, bizde varız diyebilmek için bize ihtiyacı var. 1. yaşımızı kutlayacağımız bu sezonda 8 Aralık doğum günümüze kadar ne kadar yol katettiğimizi görmek, göstermek ve 2011'de de enerjimizi devam ettirmek için hepimize yepyeni bir kış sezonu hayırlı olsun... Aktivitesi, eğlencesi ve katılımı bol bir sezon dileğiyle...

1 Eylül 2010 Çarşamba

LGBTT Örgütleri Adana'da Buluştu



Eşcinseller, Çukurova bölgesi için örgütlenme stratejilerinin nasıl oluşturulabileceği, şehrin dinamiklerine özgü zorlukların nasıl aşılabileceği aynı zamanda bu dinamiklerin örgütlenme sürecinde hangi olanakları içerdiğini tartıştılar.
Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi tarafından Sivil Toplum Geliştrime Merkezi Adana ofisinde düzenlenen "Deneyim Aktarımı" toplantısı 21-22 Ağustos tarihinde gerçekleştirildi. Koas GL, Lambdaistanbul, SiyahPembe Üçgen İzmir, Pembe Hayat, Hevjin Diyarbakır ve Morel Eskişehir temsilcilerinin örgütlenme süreçlerine dair deneyimlerini aktardığı toplantının ilk gününde Morel Eskişehir, Pembe Hayat ve Lambdaistanbul; ikinci gününde ise Kaos GL ve SiyahPembe Üçgen İzmir temsilcileri birer saat süren bölümlerde örgütlenme süreçleri, bu süreçlerde karşılaştıkları sorunlar ve bunları nasıl çözümledikleri, örgütlendikleri şehirlerin dinamikleri ve temel çalışma alanlarından sözettiler.

Morel Eskişehir'den Eylül, Eskişehir'deki öğrenci popülasyonunun örgütlenme sürecini nasıl etkilediği ve üniversitelerde örgütlenme süreçlerini; Pembe Hayat'tan Selay, travesti ve transekseüllere özgü örgütlenme sorunlarını, bu sorunlara nasıl çözümler ürettiklerini ve Hevjin Dİyarbakır'dan Murat, Kürt ve eşcinsel olma hallerinin örgütlenmeyi nasıl etkilediğini, diğer şehirlere göre daha özel bir durumda olan Diyarbakır'da eşcinsel örgütlenmesinin ne tür zorluklarla karşılaştığını aktardı. Lambdaistanbuldan Gizem ve Av. Fırat Söyle, Lambdaistanbul'un kapatılma sürecindeki gelişmeleri ve özellikle Lambda'da kadın örgütlenmesine dair tecrübelerini aktarırken, SiyahPembe Üçgen İzmir'den Salih Canova yaklaşık 10 yıl süren İzmirli Eşcinsellerin örgütlenme ve dernekleşme süreciyle Baki Koşar Nefret Suçlarıyla Mücadele haftası hakkında detaylı bilgiler verdi katılımcılara. Toplantının katılımcı örgütlere ayrılan son oturumunda Kaos GL'den Seçin Tuncel ve Ali Erol, Kaos GL'nin 15 yıllık tarihinden aktarımlar, Homofobi Karşıtı Buluşma, Yerel Muhabir Ağı gibi kapsamlı projeleri nasıl gerçekleştirdiklerine dair bilgiler verdiler.

İki günlük toplantının ilk gecesinde gerçekleştirilen ve Adana'da bir ilk olma özelliği taşıyan LGBTT partisi de yaklaşık 100 kişinin katıldığı eğlenceli bir gece olanağı sundu Çukurovalı eşcinsellere. Toplantının ikinci günü öğleden sonraki oturumu da Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi için örgütlenme stratejilerinin ve dinamiklerinin tartışıldığı bir oturuma ayrıldı. Diğer örgütlerden gelen katılımcılar ve Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi üyerleri aynı zamanda iki günlük toplantının genel değerlendirmesinin yapıldığı bu oturumda Çukurova bölgesi için örgütlenme stratejilerinin nasıl oluşturulabileceği, şehrin dinamiklerine özgü zorlukların nasıl aşılabileceği aynı zamanda bu dinamiklerin örgütlenme sürecinde hangi olanakları içerdiğini tartıştılar. Katılımcıların hemen tümünün oldukça yararlı bulduğu etkinlik sonrasında Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi ve diğer örgütler arasındaki ilişkilerin nasıl kurulabileceği, geleceğe dair benzer etkinliklerin nasıl kurgulanabileceğine dair fikir alışverişinde de bulunuldu.

Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi nedir?
2010 yılının başında Adana, Antakya ve Mersin başta olmak üzere Çukurova bölgesinde toplantılar yapmaya başlayan bir grup LGBTT'nin oluşturduğu Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi başta Çukurova Bölgesi'nde yaşayan LGBTT'ler olmak üzere LGBTT'lerin sorunlarına dikkat çekmek, LGBTT'lere yaşadıkları şehirlerde sosyal alanlar yaratabilmek ve LGBTT'leri örgütlenme konusunda bilinçlendirmek amacıyla kurulmuş bir inisiyatifdir. STGM (Sivil Toplum Geliştirme Merkezi)’nin desteğiyle örgütlenen grup, STGM Adana Ofisi'nde film gösterimleri ve toplantılar yaparak Çukurova Bölgesi'nde yaşayan LGBTT'lerin sorunlarına dikkat çekmeye çalışıyor. Temel amaçlarının "Yönümüzü, yapacaklarımızı belirlemeye çalışıyor, kararlar alıyor ve bu kararlar çerçevesinde etkinlikler yapıyoruz. Yakın zamanda adını daha çok duyacağınız oluşumumuzun amacı: bizim gibi sıkıntılar yaşayan ya da özgür olup da kendisi gibi hisleri paylaşan insanlarla olmaya ihtiyaç duyan LGBTT bireylerini biraraya toplamak ve sorunlarımıza birlikte çözümler bulabilmek" olduğunu belirten İnisiyatif'in toplantılarına katılmak.

Kaos GL'den

31 Ağustos 2010 Salı

FİKİR PAYLAŞIM ETKİNLİĞİ


Önümüzdeki aylarda düzenleyeceğimiz etkinliklerin içimizden izler taşıması için; evlerinizde BİR RESİM SERGİSİNE GİTSEM NASIL BİR LEZBİYEN RESMİ-FOTOĞRAFI GÖRMEK İSTERDİM ve BİR TİYATROYA GİTSEM VE TÜM OYUNCULARI DA EŞCİNSEL OLSA, NASIL BİR SKEÇ OYNANMASINI İSTERDİM diye düşünyor, fikirlerinizi kağıda döküyor ve toplantıda bizimle paylaşıyorsunuz... Hepinizi orada bekliyor olacağız.. 2 Eylül Perşembe Saat:18:00'da Gazipaşa'da İPEKYOLU KAHVE EVİNDE buluşmak üzere...

24 Ağustos 2010 Salı

Adana Sıcacık…


“Bu sıcakta kim gelir Adana’ya?”
“Çukurova’da bir örgütlenme mi? Süper!”
“Taa nerelerden insanlar gelecek, umarım az kişi olup mahcup olmayız.”
“ Çukurova nasıl bir yer? Neler aktarılmalı?”
…gibi umutlu, kaygılı cümleler bu hafta sonu Adana da buluşup bir diyaloga dönüştü. Hem de benim uzun zamandır duyduğum en içten, en üretken diyaloga…
Bu hafta sonu Türkiye’nin farklı şehirlerinde örgütlenen LGBTT örgütlenmeleri olarak Adana’ da buluştuk. Toplantının amacı; İstanbul’dan Lambdaistanbul, Ankara’dan Kaos GL ve Pembe Hayat, Eskişehir’den MorEL, İzmir’den Siyah Pembe Üçgen ve Diyarbakır’dan Hevjin örgütlerinden gelen katılımcıların kendi örgütlenme deneyimlerini anlatarak paylaşımda bulunmaları ve Çukurova bölgesinde çalışmaya başlayan Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi’ne kısa bir yol haritası çıkarmaktı. Bu önemli ve basit amaç etrafında planlanan toplantının hedefini aştığı ise toplantının sonunda tüm katılımcıların paylaştığı bir durumdu.
Çukurova’dan haberler…
Çukurova Eşcinsel İnsiyatifi Çukurova Bölgesindeki LGBTT bireylere ulaşmayı amaçlayan, bölgede LGBTT politikası yürütmek isteyen bir grup. Şu ana kadar açık toplantılar yaparak yeni katılımları sağlayan ve grubun dinamiklerini belirlemeye çalışan, film gösterimleri düzenleyen ve internet aracılığıyla LGBTT bireylere ulaşan bu örgütlenmemizin durumu oldukça heyecan verici. Heyecan veren ilk nokta arkadaşların oldukça istekli ve kararlı oluşlarıydı. Zaten bu buluşmayı düzenleyip diğer örgütlerden “el almak” istemeleri de bu kararlılığın en güzel göstergesiydi. Heyecan verici diğer nokta ise Çukurova bölgesindeki genç LGBTT nüfusu. Toplantıya katılım sınırlı olsa da cumartesi günü gerçekleştirilen Adana’nın ilk LGBTT partisine yüzü aşkın insanın geldi. Kurulan ortam ve solunan atmosferi burada birkaç cümleyle geçiştirmek istemiyorum ama şunu söyleyebilirim ki partide oluşan ateş tüm Türkiye’yi yakabilirdi.
Her örgütlenme, her yeni söz
Her oluşum deneyimlerini, yaptıklarını yarımşar saatlik sunumlarla paylaşıp ve sonrasında merak edilen soruları cevapladılar. Soru cevap kısmında oldukça güzel tartışmalar yapıldığı kanısındayım. Hareketin gündeminde zaten olan ve zaten bitmeyecek tartışmalar da olsa bu tartışmaların yeni bir örgütlenme deneyimi yaşayan Çukurova’daki arkadaşların bu tartışmalardan haberdar olmasını ve bu konuları kendi aralarında, Çukurova yerelinde düşünmelerini sağlayacağını düşünüyorum. Bu konulardan bazıları; “eşcinsel inisiyatifi” olmak ile “LGBTT” inisiyatifi olmanın içerdiği artılar eksiler, LGBTT örgütlenmelerinde trans bireylerin konumlanışı, bağımsız, trans politikasına vurgu yapmak amacıyla oluşan yeni örgütlenmelerin sosyo-politik bağlamda nereye oturduğu, LGBTT örgütlenmelerin özgürlükçü hareketlerle (antimilitarist, anarşist, feminist) olan ilişkisi, bu ilişkiler söz konusu olduğunda bu hareketlerle ilişkilenmek istemeyen LGBTT bireylere nasıl ulaşabileceği, bu bireyleri örgütlülük içerisinde nasıl ikame edeceği gibi… Ancak, iki gün boyunca odaklanan en önemli sorulardan biri Çukurova bölgesinin yerel koşullarını göz önüne alırsak nasıl bir politika izlenebileceğiydi. Bu soru etrafında çıkan cevapları iki kolda toplayabilirim. İlki LGBTT bireylere ulaşmak ve kendilerinin ne yalnız ne de yanlış oldukları konusunda bir dayanışma ve iç güçlenme örgütleyebilmekti. İkincisi ise bu dayanışma ve iç güçlenmenin kamusal alana LGBTT gündemlerini taşıyabilmek, talepler oluşturmak ve bunları dile getirmek adına nasıl bir aktivizme dönüşebileceğiydi. İki günün sonunda LGBTT örgütlenmeleri arasında kurulabilecek olası işbirlikleri ve Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi’nin kısa yol haritasını konuştuğumuzda bu iki alana dair de oldukça ön açıcı öneriler oluştu.
Bu bilgilere ek olarak atmosferi anlatabilme adına iki güne baktığımda aklımda kalan birkaç kare fotoğrafı sizle paylaşmak istiyorum. İki güne ev sahipliği yaparak gönülleri birleştiren STGM’ye ilk girdiğimde karşılaştığım kalabalık, partideki drag queen performansını çevreleyen güruhun coşkusu (ortamda sürtünmeden çıkan ateşi gözlerinizle görebiliyordunuz); Pazar öğlen yemeğinde klimadan nasiplenmek için sıkıştığımız bir odada aynı yolun yolcusu olma duygusu; en son toplantıda alkışların, yaşların, kahkahaların oluşturduğu ibne kokteyli, Özsüt’te oturduğumuz bitmeyen en şugar masa, tren garına, havaalanına uzanan el sallamalar, sarılmalar…
Deneyim “aktarmak” üzere çağrılan örgütlenmelerin her birinin bir dolu deneyim “edindiği”, geldikleri yerde örgütlenmek adına umut, heyecan kazandığına eminim. İyi ki varsınız Çukurova, siz yokken gerçekten bir eksikmişiz!

Gizem Aksu

Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi 3. Film Gösterim Etkinliği




ADI: A LITTLE COMFORT -KÜÇÜK BİR HUZUR

YAPIM YILI:2004

DİLİ: İNGİLİZCE-TÜRKÇE ALTYAZI

KONUSU:*arnaud ve guillame lise son sınıfta okuyan iki yakın arkadastır. yaz yazklasırken her ergen gibi akıllarında alkol, eglence ve sex vardır. ama kızlarla mı erkeklerle mi? ergenlikte gelecek çok belirsiz olabilir!!

AÇIKLAMA: Eşcinsellik temalı kısa metrajlı bir film izleyip, arından geçen hafta eğlence partisiyle de renklenen örgütlenme eğitimi ve deneyim paylaşımı etkinliğinin değerlendirilmesi ve parti vasıtasıyla bizi yeni tanıyan arkadaşlarla tanışmak ve sohbet etmek için bu hafta 25/08/2010 tarihi Çarşamba günü saat 18:00'da Adana STGM'de toplanıyoruz.. Tüm arkadaşları bu güzel etkinliğimize katılmaya davet ediyoruz..ve heyecanla bekliyoruz...

13 Ağustos 2010 Cuma

Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi 2. Film gösterimi etkinliği..



İSİM:"Fucking Åmål" - İsveç Yapımı- SEV BENİ

SÜRE: 89 DAKİKA

ALTYAZI: TÜRKÇE
...
KONU: İskandinavya'da sıkıcı bir kasabada, bu sıkıcılıktan kaçıp kurtulmak isteyen ergenler de filmin ana karakterleri. Çok güzel olduğu için aktrist olup bu kasabadan kurtulacağını sanan Elin ve herkesten farklı olduğu için kasabaya katlanamayan Agnes. Zaten filmin ismi de bu kaçıp kurtulma isteğini, sıkıntıyı ve de Amal isimli kasabaya duyulan nefreti gösteriyor; Kasabada lisenin hiç de popüler kızı Elin'e uzaktan uzağa ilgi duyan hiç de popüler olmayan Agnes'in doğum gününün yaklaşıyor olması ile film açılıyor. Elin'in bir iddia uğruna Agnes'le dalga geçmek için öpüşmesi ise Agnes'in gizlemeye çalıştığı ve Elin'in farkında olmadığı lezbiyen eğilimlerinin ortaya çıkmasını sağlar.

AÇIKLAMA:

Fucking Amal isimli bir lezbiyen filmiyle, geçen hafta başladığımız film gösterimi etkinliklerini sürdürüyoruz.. Bu sefer bir lezbiyen açılmasına ilişkin film izliyoruz. Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Adana Şubesinde saat 18:30'da başlayacak etkinlik ayrıca film üzerine tartışma da yapılması için 21:00'DA bitecektir. ...Ayrıntılı bilgi için cukurovaei@hotmail.com adresini ekleyebilirsiniz..Ayrıca filmin afişi ve künyesi face grup sayfamızda fotoğraflar sekmesinde bulunmaktadır. Hepinizi ve sizinle birlikte gelecek tüm LGBTT bireylerini heyecanla orada bekliyor olacağız..

‎21 Ağustos Cumartesi günü Bodrum Bar'da biraz eglence zamani...


10 Ağustos 2010 Salı

2 Ağustos 2010 Pazartesi

Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi 1. Film gösterimi etkinliği..

Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi 1. Film gösterimi etkinliği.. İlk filmimiz Shelter (Sığınak).. STGM desteğiyle düzenlediğimiz bu etkinlik grup üyelerimize ve tüm Çukurovalı LGBTT bireylerine açıktır. Arkadaşınızın elinden tutun veya yalnız başınıza gelin beraber bir film keyfi yapalım. Sonra üzerine konuşalım tartışalım. STGM binasında düzenleyeceğimiz bu etkinlik için detaylı bilgiyi cukurovaei@hotmail.com adresinden alabilirsiniz.


Yönetmen: Jonah Markowitz

Senaryo: Jonah Markowitz

Tür: Dram, Romantik, Spor

Yapım: ABD

Yıl: 2007

Orijinal Dili: İngilizce, Türkçe altyazı

Süre: 89 dk.

Oyuncular: Tina Holmes, Albert Reed, Brad Rowe, Ross Thomas, Trevor Wright

Konu: Üniversite hayalleri ve ailesi arasında sıkışan bir gencin, bu süreçte arkadaşının ağabeyi ile yaşadığı duygusal yakınlığın hikayesi

4 Temmuz 2010 Pazar

KEMAL-MUSTAFA’SIZ…



Sadece Kemal… Mustafa Kemal’den esinlenilerek ve üzerine daha doğmadan bir sürü ideal büyütülerek dünyaya getirilmiş mi bilinmeyecek Kemal… Bilinmeyecek çünkü bugün O’nun doğumu için iki güzel sperm atan ve bu spermlerinin değerliliğine eşit oranda O’na kendi hayatında yapamadıklarından bir hayat biçen babası artık babası değil.

Uzunca bir zaman kucağında uyuduğu babası ve aynı uzunlukta eteğinden çekiştirmek suretiyle bir tatlı gülümsemesine kahkahalar saçtığı annesi, artık yoklar. Dün Kemal “Ben gayim” dedikten sonra.. Tutunduğu tüm ipleri elinden alınan Kemal, şimdi yalnız başına ve uçurumdan aşağı düşerken hiç gülümsemeyi öğrenmemiş bir çocuk kadar kinli, hüzünlü..

Esmer bir çocuk, yurdum erkeğinden farksız. Farklı olduğunu sadece gözlerinizle baktığınızda ve gözleriniz bacaklarına kaydığında anlıyorsunuz. İşte orada ağdadan kalma bir temizlik çarpıyor gözlerinize, burada gözlerinizi bırakıp ruhunuzla bakmaya başladığınızda her biri bir toplumsal değeri ifade eden erkeksi kıllarından kurtulmuş bir birey, saklanmayı bırakıyor, haykırıyor; mora, yeşile, gökkuşağına boyanıp çıkıyor karşımıza.. Genetiğinden üzerine yapıştırılmış karanlığı, kendi cinsini sevebilen ruhunu kurtarmak için bacaklarında sıyırıyor.

Esmer bir çocuk, bir sürü çocuk gibi. Farklı olduğunu sadece gözlerinizi kulaklarına denk getirdiğinizde anlıyorsunuz. Orada, gümüş bir küpenin ucundan ten rengini aydınlatmaya çalışan bir birey, saklanmayı bırakıyor, sadece görüntüden sessiz haykırıyor; kırmızıya, turuncuya, gökkuşağına boyanıp çıkıyor karşımıza.. Anne ve babasının beyinlerinden çıkarılarak, doğduğu anda üzerine giydirilen karanlıktan, “erkeklik”ten, cinsel organına bağlantılı olarak içinde var olması gerektirilen cinsiyetli ruhtan, küpelerine tutunarak sıyrılıyor.

Kemal, sadece Kemal. Dünden beri olmayan bir dünyada, olmayan bir parayla, olmayan akrabalık bağlarıyla, kinle, nefretle bilenerek; ama özgürce, ne yaşaması ve ne olması söylenmeden yaşıyor. Belki toplum literatüründe maddi sefaletin içinde, ama bizim literatürümüzde manevi sonsuzluğun içinde… Argosunda ibne, ama bizim literatürümüzde “gökkuşağı”…. Sıfatlarından ve sıfatlarıyla birlikte kendisine yüklenen sorumluluklardan, kabul görmek için toplumun “iyi evlat” kavramlarına girmeye zorlanmaktan, koşulsuz kabulün söz konusu olmadığı “aile”den ayrık yaşıyor artık. Tevekkelli değil feministlerin kadın için eşitlik isterken, ilerleyen eleştirilerinde aile kavramını kurumsal olarak sorgulamaya başlamaları ve bu kavramın içinde barınan insanlarını kıstırdığını fark etmeleri… Kemal’de bu kıstırılmışlıktan ailesinin çekirdeğini kırarak kurtulmaya çalışıyor.. Mersin’de işte aralarında bir damla kan alışverişi geçmemiş, sadece sözcüklerle bağlanmış bir arkadaşının yanında, binlerce kez ölüyor annesinin babasının Kemal’i, gökkuşağının altında bir kez, yeniden ve kordon bağı olmadan Kemal’imiz tek başına doğuyor.

Belki bundan sonra daha çok tökezleyecek, ama kendi seçtiği kaldırımlarda; belki bundan sonra daha çok ağlayacak, ama kendi seçtiği omuzlara dayayacak başını…. Belki bundan sonra daha çok özleyecek anne ve babasını, ama suçunun olmadığını bilecek… Ama yine de bir gün bir yerlerde ailesinin yanında kalıp, eğitimini tamamlayıp istediği mesleğe ulaşmak için biraz daha dişini sıkmadığından dolayı pişman olacak; ama pişmanlığı da kendisine ait olacak, hayatı gibi…

DERYA GÖLGE

18 Haziran 2010 Cuma

Üniversiteli buluşması...


1969 haziranında New York’ta bir barda başlayan Stonewall İsyanı; 68 baharında Paris’te bir üniversitede öğrenci eylemi olarak başlayan ve kısa sürede önemli işçi grevlerinin, feminist örgütlenmelerin, savaş karşıtı mücadelenin yanyana geldiği bir toplumsal hareketliliğe dönüşüp tüm dünyaya yayılan mücadele dalgasının bir parçası olmuştur. 68'in uyanışına, başkaldırışına sebep olan eşitsizlikler hala devam ederken, üniversiteli LGBTT bireyler biraraya gelerek kendi sözlerini söylemeye başladılar. İşte biz Üniversiteli topluluklar, kulüpler, salt öğrenciler biraraya gelip tanışacağız, deneyimlerimizi aktaracağız: Neler yaptık, nasıl yaptık, neler kazandık? Üniversiteli LGBTT mücadelesinin önümüzdeki seyrini konuşup, tüm üniversiteli LGBTT'ler olarak tanışıp, dayanışacağız.

Bilimsel, demokratik, özgür bir üniversitenin yolunun bizlerin de içerisinde olduğu bir hareketle olacağını bir daha tekrar edeceğiz.

www.prideistanbul.org